28 Şubat 2011 Pazartesi

Okulun Yaşamdaki Yeri

 Kişinin hayatında önemli yere sahip olan okulların, hem fiziki yapıları hem de öğrenci başarı durumları ile ilgili değerlendirmeler, artık önemli tartışma konuları arasında yer almaktadır. Ailelerin sosyo-kültürel düzeyleri ve yaşam biçimleri, okullardaki eğitimi olumlu yada olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle eğitim ve öğretimde ki başarıyı; okul ve ailenin birlikte paylaşımı, birbirlerine açık olmaları gibi karşılıklı ve bilinçli tutumlar belirleyebilir. Böyle bir yaklaşımı ancak, çevreyle bütünleşen, çevreye açık ve çevresiyle uyum içerisinde olan bir okul gerçekleştirilebilir. Ne yazıktır ki, eğitim sistemimizin bu ilkeden giderek uzaklaşması okul-aile işbirliği bağlamında ve iletişimi noktasında birtakım kopukluklar oluşturmuştur. Okul aile işbirliğine gereken özeni göstermeyen eğitim kurumları; programları ve eğitim yöntemleri açısından, ne kadar mükemmel olurlarsa olsunlar, yapılan iyileştirme ve yeniliklere uyum sağlamada yetersiz kalabilmektedirler. Ülkemizde okur-yazarlık düzeyi halen istenilen seviyeye ulaşamamıştır. Eğitim bir gönül işi olmalı, çocuk ve gençlerimizi olgunlaştırarak, onları her türlü hayat şartlarına hazırlıklı ve donanımlı bir duruma getirmelidir. Büyük önder M.K. Atatürk’ün ifadesiyle “eğitim; İnsanlığa hürmeti, millet ve memlekete sevgiyi, şerefi ve bağımsızlığı öğretmelidir.”
Okul, fiziki özellikleri, kültürel özellikleri, yapısal özellikleri ve  eğitimsel özellikleri  yönünden bir örgütler ve birlikler kurumudur. Toplumların kültürleşme süreci bakımından yaşadığı değişim, okullara duyulan ihtiyacı giderek arttırmış, okulların örgün eğitim kurumları düzeyine gelmesine neden olmuştur.
Eğitim karşılıklı bir etkileşim süreci olduğu halde, genç kuşakların ailelerinden beklentileri nedense çoğu yetişkinin gözünden kaçmaktadır. Ailenin eğitimdeki rolü ve önemi belirlenirken, hep ana-babaların beklentileri dile getirilmiş, çocukların umut ve beklentileri ise ikinci planda tutulmuştur.